Yazmak için beslenmek lazım, hissetmek ve duyguları kâğıda
dökmek, bir nebze karalamak... Twitterda gördüm bu sözü ve bu haftanın konu
başlığı olarak belirledim kendime...
Bakıyorum çevreme hırsların ve egoların barındığı bir
savaşın içerisindeyim. Ne olursa olsun kazanalım diyenlerin iç çığlıklarını
duyar gibiyim. Buyurun bu pastanın tadına bakın ama mideniz bulanmasın. Belki
size ağır gelebilir deme fırsatı bile sunulmuyor bu tiplere... İyi olan
kazansın lafı bile ne kadar az kullanılmaya başlandı bilmem farkında mısınız?
Şimdi seçimini yap dedim kendime... Ben yaşadığım yıllara
hayat vermek istiyorum.
Dönme dolap hayat bana göre değil, mide bulandırıyor ve
baş döndürüyor. En tepede durduğunda manzara ve insanlar ayaklarınızın altında
kalsa bile süreniz dolduğunda, ayaklar yere basınca neredesiniz? Eşit seviyede olmuyor
musunuz?
Nirvana’ya ulaşmadım merak etmeyin sadece hayata gerçekçi
gözlerle bakmayı seviyorum.
İnsanoğluna “Seni şaşırtan şey nedir?” diye sormuşlar
Konfüçyus’a
Cevabı;
İnsanoğlu para kazanmak için sıhhatini verir. Sonra,
sıhhatini kazanmak için parasını verir. İstikbali düşünürken insanoğlu yaşadığı
günü unutur. Böylece; Ne bugünü yaşar nede istikbali. Alında, ölüm yokmuşçasına
yaşarken;
YAŞAMAMIŞ
GİBİ ÖLÜRLER
Şimdi yaşadığınız yıllara hayat vermeye hazır mısınız?
Keyifli bir hafta geçirmenizi diliyorum.
0 yorum:
Yorum Gönder