Yazmak için beslenmek lazım!


Bu aralar o kadar çok ev, okul, iş koşuşturmalarına daldım ki... Bir baktım boğuluyorum... Garip garip sesler geliyor benden. Uzaklaşmışım kitaplarımdan.  Yazı yazmak için oturduğumda aklıma gelen tek şey o gün ya da o hafta yaptıklarım. Tabi bunları da buradan yazmak saçmalık... Çünkü sizlerde benim gibi ya da bende sizler gibi dünya hali denilen işlerle meşgulüz.
“Yazmak için beslenmek lazım” dedim. Ben okumadan, gözlemlemeden maalesef yazamayanlardanım.  Aile ve akraba ilişkileri üzerine bir şeyler karalamak geldi biraz içimden bu hafta. Ben ve eşimin ailesi, çekirdek bir aile yapımız var. Öyle her tokalaştığımızla akraba çıkacak türden değiliz yani. Oldum olası kalabalık aile yaşamı ve akrabalık ilişkileri iyi olan insanları görünce, gıpta ile bakarım. Severim yani. Amcamın oğlunun oğlu, anneannemin kız kardeşi, kuzenler, yeğenler, teyzeler, halalar vs... Ben severim diyorum da aslında gelenek ve göreneklerine bağlı bir şekilde yaşayan aileler belki bunlar ya da benim hayalimde yarattığım aile ve akrabalık anlayışı.
Anlayışı dedim de aklıma geldi birden. Vardır sizin de çevreniz de mutlak kayınvalidesini, kayınpederini, amcakızını ya da eltisini falan anlatan memnuniyetsiz tipler. Tabi sözüm meclisten dışarı diyeceğim ama diyemeyeceğim maalesef, onlar kendilerini bilir. Dokundurmadım inanın sadece gerçekçi olmaya çalışıyorum.
Şöyle çevrenizdeki aile ve akrabalık ilişkilerine bir göz atın. Durum bana göre hiç de iç acıcı değil maalesef. Onun busu, onun şüyu... Neyin sidik yarışındasınız anlamadım ki. Ya da “Bana öyle baktı, sende görmedin mi?”... Eeee sen iyi bak o zaman o utansın.
Her şeyi yüzeysel yaşamaya ve o kadar çabuk tüketmeye alıştı ki insanoğlu, artık her halde umurlarında değil diyorum. Ben bu sahneleri hep yaşadım ve yaşamaya devam edeceğim çünkü o kadar çok bıdı bıdı edenler var ki! İster istemez bu kulak duyuyor, bu gözler görüyor... Ne yazık dimi?
Tabi bazı durumları da göz ardı etmiyorum, duyarız hep “En büyük kötülüğü ailemden gördüm” diyenleri. Akrabamdan kazık yedim, tacize uğradım, iftira attılar, miras kavgaları ve cinayetleri... İşte size bir gerçek daha… Her gün gazetelerin üçüncü sayfa haberleri...
İşte durum bu derken nereye geldim ben yine... Bize tahsis edilmiş bir beden ve bahşedilmiş bir yaşamda neyin kavgası, neyin arayışı bu?
Yarın ne olacak bilen var mı aranızda?

CONVERSATION

0 yorum:

Yorum Gönder

YUKARI
ÇIK