Havayı dağıtmak lazım


Dünya hali işte, neler oluyor değil mi? Duymak ve görmek istemediğimiz haberlerin içinde boğulduğumuzu hissediyoruz bazen. Gazeteler manşetlerinde, sosyal medya çığırtkan bir kuş gibi sürekli bağırıyor... Gündem değiştikçe göç eden kuşlar misali birden kanat çırpmaya başlıyoruz.
Hemen bilirkişi oluyoruz. Hemen kriz masaları oluşturuyor, o öyle değil böyle yapılır konuşmaları her masada, her evde konuşulur oluyor... Konuşmak mı önemli, susmak mı, izlemek mi, kayıtsız mı kalmak? Bu yüzden on yüz milyoncuk soru işaretleri herkesin yüz ifadesi haline dönüşmüş durumda.
Okullar açıldı ve ders çalışmaya başladık bile, sizi bilmem ama bizde durum bu... Geçtiğimiz hafta konumuz; Haklarımız ve sorumluluklarımızdı. Tuvan’la bu konu üzerinde tartışırken birden daldım deryalarıma yine; Haklarımızı ne kadar biliyor ve sorumluluklarımızı ne kadar yerine getiriyoruz bir vatandaş olarak?
Artık sosyal medyada da sansür uygulanacak haberi gözümün önünden geçti.  Düşünce ve yazma özürlüğüne katılıyorum ama bir yerde adap ve usulde önemli diye düşünüyorum. “Yapma Neslihan” diyen seslerinizi duyar gibiyim.  Bütün bu sosyal ağlarda çocuklarımız olduğunu unutuyor ve ortalığı veryansın yapabiliyoruz bir anda. Bu benim içinde geçerli sadece sizlere özel bir durum değil... Dedim ya deryalarıma daldım diye işte bu sebepten... Çabuk unutuyor, yazdık geçti, paylaştık, twitledik gitti demekle olmadığını düşünüyorum. Biz unutsak ta inanın miniklerimiz unutmuyor.
Tuvan birçok kez yanıma gelerek; “Anne bunu yazmışsın, ne demek istedin?” diye soru sormuştur bana. Ya da “Ne oldu anne kızgın mısın?” sorusu ile... Davranışlarımla bunu miniğime belli etmesem de, onunda bir birey olarak sosyal medyada var olduğunu bana hatırlattı.
Evet, hayat paylaştıkça güzel ama neyi, nerede paylaştığınızla doğru orantılı bence... Bakalım sizin deryalarınızda neler olacak bu yazıyı okuduktan sonra…

CONVERSATION

0 yorum:

Yorum Gönder

YUKARI
ÇIK