Geçtiğimiz
Pazar sabahı kalktım, ev halkı uykuda... Kahvemi yaptım, tam balkona doğru
giderken telefonumda yanıp sönen kırmızı mesaj ışığı dikkatimi çekti. Sevgili
Dida Kaymaz’dan gelen bir mesaj. Okumadan daha gülümsedim. Okuyunca da sahip
olduğum her şey için bir kez daha şükrettim. Kendisine iltifatlarla ve sevgi
dolu bir cevap yazdım. Güzel bir Pazar günü başlangıcıydı...
Yaşamı Ertelemeyin
Ben
en özel en güzel eşyalarımı kendim için, hiç bekletmeden kullanırım. Siz de
öyle yapın. Çünkü yarın hayatta olmayabiliriz. Ya da sevdiğinizi söyleyeceğiniz
kimse olmayabilir... Hani gardırobunuzda küflenen o en sevdiğiniz elbiseniz var
ya, o çok özel gün için beklettiğiniz, giymelere kıyamadığınız o alımlı
tuvalet, o cakalı takım, o göz alıcı kazak... Bugün giyin onu!... Beklediğiniz
o güzel gün hiç gelmeyebilir çünkü...
Değerli
misafirleriniz için sakladığınız çay takımlarınızı çıkartın dolaptan; en
yakınlarınızla için çayınızı; kimseniz yoksa kendiniz çıkarın hoş bir takımdan
çay yudumlamanın doyumsuz keyfini...
Haydi,
açın, nicedir kapalı duran misafir odanızın kapısını. Yıpranır diye korktuğunuz
koltuklara serilin gönlünüzce. Çalın; çalmak için önemli bir konuk beklediğiniz
eski plakları bu gece...
Çalmaya
vesile beklerken salonda ki büfede yıllandırdığınız şarabı geciktirmeden açın
ve kana kana için. Sakladığınıza değecek biri hiç gelmeyebilir; sizden
değerlisi bulunamayabilir.
Çimlerle
buluşmak için düzgün havayı, kırda öpüşmek için doğru sevdayı beklemeyin. Hep
ertelediğiniz pikniğin günü bugün... "Haftaya giderim" dediklerinizi
ziyarete gidin acilen. Haftaya orada olmayabilirler. Babanızın elini
öpecekseniz, oğlunuzu lunaparka götürecekseniz, aşkınızı ilan edecekseniz; Şimdi
yapın!
Ve
ne olur, söylemek için özel bir an beklediğiniz o sihirli sözcükleri hemen
söyleyin sevdiğinize. Söylemeye niyetlendiğinizde çok geç olabilir. Daha kaç
bahar olacak ki hayatınızda? Yaşamı ertelemeyin, beklediğiniz "o gün"
işte "Bugün!"
Can
DÜNDAR
0 yorum:
Yorum Gönder