Neden mi? Sizi sıkan her şeyden...
Bu aralar beni, paylaşım sitelerinde; “Aldım sazı elime, vur patlasın çal
oynasın” misali kimliklerin yazdıkları sıkıyor... Yazıyorlar da yazıyorlar...
Hele ki bir şey paylaşıyorsan ve bu haberse şayet, kaynak bildir bir zahmet... Yok
anam, nerede... Bazıları da lapin atlar, sonra da asparagas haberler silsilesinin
içinde boğuluruz.
Vazgeçtim artık sadece
bakıyorum, görmüyor ve okumuyorum. Hele ki dikkat çekmek isteyenler, çokbilmişler,
arananlar ve salçalar... Diyorsunuz ki şimdi eee niye bu şikâyet, çık o
ortamdan kurtul. Tabii kolaydı... İşiniz bu olunca biraz değil, hayli zor bir
durum. Olmanız gereken yerde olmanız şart. Hani bunu nasıl açıklıyım size :-) Eşiniz bir gün gelir ve der; Hadi hayatım hazırlan,
şu saatte şurada olmalıyız. Ama o gün modunuz düşük hiçbir şey yapmak
istemezsiniz. Eşlik etmek zorundasınızdır. Zaten tek başına gideceği bir yer olsaydı
problem yoktu. Bu durum sizin de katılmanızı gerektirir. Veeee paşa paşa
gidersiniz ya...
Hep sizlerle bir şeyler
paylaşmayı seviyorum. Öyle bu derginin girişinde size hava atarcasına şöyle,
böyle aman da aman gibi ağdalı cümleler beklemeyin benden. Çıkmaz öyle yazılar
benden. Rol model, örnek teşkil edecek yada beni derinlere fırlattığı gibi
sizleri de bir nebze bir yerlere götürecek, düşündürecek, gülümsetecek
paylaşımları seviyorum.
Yine arşivden bir yazı
çıktı benden size :-), ne çıkarsa bahtınıza artık;
SADECE
ZAMANI GELDİĞİNDE VAZGEÇMEYİ BİLDİM
O KADAR.
Ne
hesabını veremeyeceğim bir günüm oldu, ne de vicdanımı lekeleyen bir
geçmişim... Ne hissettiysem onu söyledim, onu yaşadım. Yaşadığım bir tek andan
bile pişmanlık duymadım. Asla keşkelerim olmadı. Hiçbir zaman kendimle vicdan
mahkemesi yapmak zorunda kalmadım. Karşıma bazen gerçek yüzler, bazen sahteler
çıktı ama olsun ben yine sadece hislerimle yaşadım. Asla sevmediğim birine seni
seviyorum demedim, ya da asla birini severken karşılığını beklemedim.
Dostluğuma değer biçmedim, sevgime ise hiçbir zaman sınır çizmedim. Sevdiysem
sonuna kadar gittim, bitirdiysem öldürse de hasreti geriye dönmedim. Bazen çok
kırıldım, bazen belki de kırdım ama hata insana mahsustur dedim. Affettim, af
diledim. Kimileri birden fazla kırdılar kalbimi ama ben onları yine de
affettim. Onlar belki beni saflıkla yargıladılar. Belki de içten içe sinsice
güldüler ama asıl unuttukları şuydu: Ben aldanmadım. Aldanan her zaman
kendileri oldular ama bunu anlayamadılar. Bir insan kaybının ne olduğu
bilemedikleri için... Kaybetmek onlar için bir alışkanlık haline geldiği
için...
Kaynak : Anonim (Kod adı Xee )
Döktürseymişsin..
YanıtlaSil