Güya yaklaşık on gün önce
eşim demiş ki bana; “Babalar günü sabahı kavurmalı yumurta yap bana!”. Bir gün
önce söylese, tamam hatırlarım ama on gün önce vallahi ve billahi hatırlamadım.
Ne yalan söyleyeyim... Hatta dedim ki bir de üstüne “O ne Allah aşkına?”.
Bildiğin kavurma dedi. Benim
bildiğim evet kavurma varda, o sabah yenir mi işte bunu algılayamadım. Bıraksalarmış
beni gayet güzel vejetaryen olurmuşum. Öle etim geldi, tavuğum geldi, şöyle
pişmiş olsun, böyle pişmiş olsun gibi hiçbir zaman aramadım. Hele ki kavurmalı
yumurta…
“Sen ne anlarsın ağzının
tadından?” diyenlerinizi duyar gibiyim. Ben ağzımın tadı için değil, karnım
acıktığı zaman yemek yiyenlerdim! Taaa ki, Hipoglisemi olana kadar... Ailemden
bana kalan miras. Bazılarınıza hanlar, hamamlar kalır, bana kalan bu J... Çok şükür, buna da şükür. Eskiden acıktığımda
sadece yemek yiyen ben, şimdi ise, dediğim yaklaşık bir yıldır, düzenli olarak
ara ve ana öğünlerimi kaçırmamaya çalışıyorum. Eee bazen insanlık hali
sallamıyorum değil hani... İşte doktoruma buradan bir kanıt... J Sütten çıkmış ak kaşık gibi kurallara çok uyduğum
söylenemez ama yine de olabildiğince uymaya çalışıyorum.
Ee durum böyleyken ben ne
yapayım yemek tariflerini, pastayı, çöreği, keki, hepinizin sevdiği abur
cuburları? Yasssak kardeşim, yassak! Bu yüzden mutfakla ilişkim sıfırın altında
eksilere düştü.
Lafı kaynattım sanki. Ne
oldu bizim kavurmalı yumurtaya? Onun yerine annem hemen yumurtalı ekmek yaptı.
Eksik olan ne? Yumurta var, sadece
kavurma yok. Şimdi ben bunu temcit pilavı gibi bir yıl dinlerim Seko’dan... Birde üstüne üstlük benim bildiğim
kavurma değilmiş ya birde Seko’nun istediği, farklıymış... Bunu da öğrendim.
Neyse benim düşündüğüm kavurmanın üstüne yumurtayı hiç yakıştıramamıştım zaten.
Babalar günü geçti. Seko’yu
şaşırtmak için bile olsa bu hafta ki planlarımın içinde kavurmalı yumurta
yapmak var.
Maksat muhabbet olsun,
Seko’da bir yıl benim başımın etini yesin olsun varsın.
Ağzınızın tadı bozulmasın.
En güzel tatlar damağınızda kalsın.
0 yorum:
Yorum Gönder