Hafta içinde o kadar çok şey geliyor ki aklıma hemen oturup yazsam olup bitecek. Sonra sonra… Sonralarım beni hep bu yazıyı yazmaya başladığım andaki gibi zorlar. Sanki zoraki yazıyor gibi hissederim kendimi. Bazen çok beğendiğim gazete yazılarını keser saklarım. Bazı kadınlar kasalarını açar mücevherlerine bakar, bazıları gardırobundaki kıyafetlere... Hatırlamaya çalışır aaa benim oyumda varmış buyum da varmış der. Giymedikleri kıyafetleri ayırır ihtiyacı olanlara verir, bazıları da modası geçmiş mücevherlerini hemen kuyumcusuna koşarak yeni bir model ile değiştirir. Bende bir kutuda kesip sakladığım yazıları bazen alır onlarla hoşça vakit geçirim. Hatta bazen düşünürüm niye kesmiştim ben bu yazıyı diye.
Böyle bir günde odama çekildim müziklerim, sigaram ve ben. Sakinlik içerisinde açtım kutuyu ve ilk elime gelen yazıyı paylaşmak istedim sizlerle.
İyi hayatın reçetesi
Þ Geçinebilecek kadar iş
Þ Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik
Þ İş ve eğlenceyi dengeleyecek sağlıklı bir akıl
Þ Birçok insanı sevecek kadar şefkat
Þ Kendini sevecek kadar özsaygı
Þ Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu
Þ Her an gülecek kadar mizah duygusu
Ernie E.Zelinski’den alınmıştır.
Hayattan zevk almayı bilirsek bu yaşam bize çekilesi geliyor. Yoksa ahlanmalar ve nazlanmalarla yaşıyoruz. Bir şeyleri dengeleyemediğimizde ayarlarımız bozuluyor. Yukarıda yazdığım maddelerden biri eksikse hayatınızda mutsuz oluyorsunuz. Düşünsenize kendi öz saygını yitirmiş birini. Allah muhafaza diyorum. İşte böyle bir durumda her şey gelebilir bir insanın başına. Neyse biz olumsuz düşünceleri bir tarafa bırakıp, etrafımızı güzel düşüncelerle döşeyelim.
Her zaman dediğim gibi hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz. Bu hayatta başınıza gelecek en güzel şeyleri bekleyin derim ben.
0 yorum:
Yorum Gönder